12 Ekim 2014 Pazar

Eve Gelen Misafir

Bu blogun amacı Arye ile yaşadıklarımızı tarihe not düşmektir diyerek açılışı yapalım.


Evimize 5.8.2014 doğumlu, tatlı mı tatlı bir Staffordshire Bull Terrier(English Staff) yavrusu geldi, misafir demek aslında yanlış bir tabir, artık o evin bir ferdi, aileden biri. İsmini Arye koyduk. Arye'yi Güzelbahçe/İzmir'de yer alan TİM Köpek Çiftliği'nden aldık. Yetiştiricisi Selçuk Özfırat.




Burada haklı bir yakarış olan "Neden barınaktan bir köpeği sahiplenmediniz?" sorusuna bir parantez açarak devam edelim. Bu soru köpeği sahiplenmeden evvel hangi özelliklere sahip olmasını istiyoruz sualine bir cevap vermeyi de gerektiriyor.

Köpeği alırken faydalandığım bir site olan Juen'deki English Staff kıstaslarını aşağıya ekliyorum. (Ayrıca Juen'in petshop'u da çok iyi hizmet veriyor; herkese öneririm.)

Karakter Özellikleri:
Başka köpeklerle geçinme: 2/5
Başka hayvanlarla geçinme: 4/5
Çocuklarla anlaşma: 4/5
Yabancılara davranış: 4/5
İtaat seviyesi: 4/5
Eğitilebilirlik: 4/5
Koruma özelliği: 2/5
Egzersiz ihtiyacı: 3/5
Oyunculuk: 4/5

Köpekten beklediğim karakter isteklerine bakarsak, çocuklarla iyi geçinebilmesi, yabancılara karşı sevecen olması ile yüksek seviye itaat ve eğitilebilirlik idi. Çocuklarla iyi geçinebilmesi, ileride bir çocuğumuz olursa rahat etmemiz amacıylaydı, yabancılara karşı sevecen olmasının gerekliliği ise Arye'nin bir şehir köpeği olmasından kaynaklanıyordu. Dışarıda yaptığı her yürüyüşte pek çok insan ile etkileşime girecek olan Arye, kesinlikle yabancılara karşı iyi davranmalıydı, yoksa şehir içinde yaşam konusunda uyum sorunları baş gösterebilirdi. Bunun yanı sıra itaat ve eğitilebilirlik konusundaki gelişmişlik ise özel isteklerimdi.

Küçük sayılabilecek bir apartman dairesinde oturmamız ve yoğun bir çalışma temposuna sahip olmamız orta seviyede enerji derecesindeki bir köpeğe yönlendirdi beni, 3/5'lik egzersiz ihtiyacı bu nedenle makuldü. Oyuncu olması ve insana çok bağlı olması ise evde beraber güzel vakit geçirmeyi garantilediği için önemliydi. Bu ırkın benim için tek falsosu koruma özelliğinin düşük olmasıydı, aslında koruma özelliğinin düşüklüğü English Staff'ların alan koruması yapmamasından ileri geliyor. Yani bu ırk belirli bir bölgeyi mesela evinizdeki salonu sahiplenip o bölgeyi korumuyor ancak bağlandığı ve sahibi olarak bellediği kişileri koruma özelliğine sahip. Benim için de kişi koruması yapması önemliydi, alan koruması ikinci öncelikti.

Tabii ki her köpek birebir ırk özelliklerini yansıtacak diye bir kaide yok ancak bunlara yakınsaması bekleniyor. Mesela Arye'nin 3 adet kardeşi daha var; kardeşler arasında en baskın ve hareketli olanı Arye. Enerji seviyesi genel olarak yüksek bir köpek kendisi, ayrıca baskın karakteri kesinlikle sabırlı ve tutarlı bir eğitimin gerekliliğini ortaya koyuyor.

Boyut, Ağırlık ve Tüy Özellikleri:
Irk boyutu: Orta
Yükseklik: Erkekte 36-41 cm., dişide 33-38 cm.
Kilo: Erkekte 11-17 kg., dişide 10-16 kg.
Tüy uzunluğu: Kısa
Tüy dökme: Orta derecede

Küçük sayılabilecek bir apartman dairesinde yaşadığımız için küçük/orta boy bir köpeği tercih ettim; köpek oturduğunda, yattığında, yayıldığında çevresiyle uyumlu bir görüntü içerisinde olmasını istiyordum çünkü. Bu nedenle ırkın özellikleri uygundu, hatta dişiler erkeklere nazaran daha küçüklerdi. Tabii ki dişi seçmemin tek nedeni daha küçük olması değil, kavgaya daha az karışmaya meyilli olması, daha az sorun çıkarma potansiyeli barındırması gibi etkenler daha baskın. Köpek konusunda güvendiğim çoğu kaynak da şehir yaşamı için dişi tercihinin daha iyi olduğundan dem vuruyordu. Ama ne olursa olsun dişi/erkek seçimi kişisel bir tercih, kesinlikle "Dişi daha iyidir." veya "Erkek daha iyidir." şeklinde bir yargıya varılamaz. Kısa tüylü bir ırk bizim için önemliydi, bu sayede dökülen tüyler çok kötü bir görüntü yaratmıyordu; bunun yanı sıra traş ve tarama ihtiyacı daha azdı.

Şimdi ilk soruya geri dönelim, "Neden barınaktan almadık?", istediğim özellikleri birebir yansıtan bir cins köpeği Türkiye'de bulmak imkansıza yakın. Ülkemizde en çok satılan köpekler Golden ve Labrador olabilir. İkisi de büyük köpekler ve uzun tüylüler mesela, barınaklardan kolaylıkla Golden ve Labrador bulunabileceği söyleniyor ama beklentilerimi karşılayan türler değiller ne yazık ki. Hatta ülkemiz için şu tespiti yapmak doğru olur; orta boy ve şehir yaşamına uyumlu bir ırk bulmak gerçekten çok zor. Belki Beagle'lar bu eksikliği biraz kapatabilir ancak onların da enerji seviyesi yüksek. Dogo, Rott, Doberman vs. diye Türkiye'de popüler olan ırkları saymaya devam edebilirim ancak hiçbiri beklentilerimi tam olarak karşılamayacaklardır. O halde cins köpeği barınaklardan bulamıyoruz diyelim, kırma köpeklere yönelmek bir tercih olabilir. Ancak ben ilk kez köpek bakacağım ve köpeği bakmak için bütün şartlarımı zorlayacağım için bir sürpriz istemedim; alacağım köpeğin anne ve babasını bilmek, karakterinden bir miktar emin olmak istedim. Bu nedenle güvendiğim ve köpeklere iyi baktığından emin olduğum düzgün bir çiftliği tercih ettim. Unutmadan söylemem gerekir ki işini kötü yapan bir çiftlikten veya petshop'tan köpek almak ÇILGINLIKTIR, BİLİNÇSİZLİKTİR, YAPILABİLECEK EN BÜYÜK HATADIR.

Sonuçta beklentilerinizi, isteklerinizi ve yaşam şartlarınızı çok iyi tartın, bu şartlara uyan bir köpeği barınaklarda bulabilecekseniz, ilk seçenek olarak kesinlikle barınaklardan bir canı sahiplenin ve kurtarın. Tüy ve boyut konusu sorun değilse Golden ve Labrador'lar müthiş köpeklerdir. Ancak gerçekten bir ırkı beğendiniz diyelim, ilk olarak Türkiye'deki düzgün yetiştiriciler bu köpeği yetiştiriyor mu diye araştırın, yabancı ülkeden köpeği getirtmek ikinci tercihiniz olsun. Son bir not olarak buraya düşeyim: Araştırmalarım sonucunda West Highland White Terrier almaya karar vermiştim ancak Türkiye'de bu ırkı yetiştiren kimse olmadığı için vazgeçtim. Şanslıyım ki ikinci tercihim olan Staffodshire Bull Terrier yetiştiren düzgün bir yer bulabildim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder